Kayıtlar

sulukule etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

CAN SIKINTISI ÜZERINE FELSEFI VE MODERN YAKLAŞIMLAR

 Can sıkıntısı, insanlık tarihi boyunca bireysel ve toplumsal bir mesele olarak tartışılmıştır. Bu duygu, yalnızca basit bir ruh hali değil, insanın varoluşsal sorularını ve anlam arayışını yansıtan derin bir olgudur. Tarihten modern zamana kadar uzanan bu kavram, felsefi analizlerle zenginleşmiş ve modern yaşamın etkileriyle dönüşüme uğramıştır. Makalenin Amacı   Bu makalede, can sıkıntısının tanımından başlayarak, felsefi yaklaşımlar, modern toplum üzerindeki etkileri ve çözüm önerileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Can Sıkıntısının Tanımı ve Doğası Can Sıkıntısı Nedir? Can sıkıntısı, genellikle bir şey yapma isteksizliği, yaşamın monotonluğu ya da bir amaçsızlık hissi olarak tanımlanır. Bu duygu, bireyin içinde bulunduğu çevresel koşullardan kaynaklanabilir ya da içsel bir huzursuzluğun dışavurumu olabilir. - Seneca ve Antik Dönem: Antik Yunan ve Roma döneminde düşünürler, insanın günlük yaşamının rutinlerinden kaynaklanan monotonluğa dikkat çekmişlerdir. Özellikl

Sulukule, o zamanın olayı şimdinin günceli

Resim
Az önce, 3 Haziran 2012 yılında yapmış olduğum bir röportaj ile karşılaştım. Şimdi bakıyorum da bu röportaj sanki sadece Romanları değil de Anadolu'nun güzel halklarının da "en azından şimdi ki" duygularını yansıtıyormuş. O açıdan güncel gibi hissettirdi bana kendini. Baştan uyarayım biraz uzun olan bu röportajı okurken biraz da olsun hüzünlenerek okuyabilirsiniz.  Not: O zaman yapılan tüm anlatım bozuklukları ve noktalama hatalarını olduğu gibi korunarak yayınladım.  ************************************************************************ Azınlık denilince ilk akla gelenlerden bir tanesidir Romanlar. Hatta bu durumu ülkenin zenginlikleri arasında gösterir devlet. Ancak aynı devlet ayrımcılık yapmaya başlayınca akılda soru işaretleri bırakır, “samimiyet” konusunda. Bu durum öyle bir durumdur ki, bir taraftan Romanları evlerinden eder öbür taraftan da bu durumu meşrulaştırmak için çeşitli yalanlar uydurur. Bu “gerçeğe” örnek çoktur. Mesela bunlardan bir t