Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

20 y.y. Felsefesi

Varoluşçuluk ve Önemli Temsilcileri Varoluşçuluk, bireyin kendi varlığını ve anlamını yaratma sorumluluğunu vurgulayan bir felsefi akımdır. Varoluşçulara göre, insan varlığı, önceden belirlenmiş bir öz veya anlam taşımaz. İnsan, kendi seçimleri ve eylemleriyle anlam yaratır. Bu nedenle, varoluşçuluk, bireysel özgürlük ve sorumluluğu ön plana çıkarır. Önemli Temsilciler: Søren Kierkegaard: Varoluşçuluğun öncülerinden biri olarak kabul edilir. İnanç, kaygı ve bireysellik üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır. Friedrich Nietzsche: Güç iradesi, Üstinsan ve Tanrı'nın ölümü gibi kavramlarla varoluşçuluğa önemli katkılar sağlamıştır. Jean-Paul Sartre: Varoluşçuluğun en tanınmış temsilcilerinden biridir. "Varoluş özden önce gelir" sözüyle varoluşçuluğun temel tezini özetler. Simone de Beauvoir: Kadınların varoluşsal durumunu ve cinsiyetçiliği ele alarak varoluşçuluğa yeni bir boyut kazandırmıştır. Postmodernizm: Eleştir

Çocuk Kitabı Olmayan Çocuk Kitabından Anarşist Kesitler

Resim
Hasan Ali Toptaş’ın “Ben bir gürgen dalıyım” isimli “çocuk kitabı” ilk olarak Damar yayınlarından 1997 yılında basıldı. Şimdilerde ise diğer kitapları gibi Everest yayınları tarafından basılmakta. Kitapta Ege bölgesinde yaşayan bir Gürgen ağacının, insanlarla yaşadığı sevgi, heyecan,öfke ve korku dolu ilişkisi anlatılıyor.Yazar, bunu anlatırken öyle sıfatlar kullanıyor ki.. özellikle ağacın kesilmeden önce ki diğer ağaçlarla olan ilişkisi sadece ilişki olmaktan çok aslında insanın doğayla olan akıl almaz bir “savaşını” anlatıyor. Bunu yaparken ağaçların neden bu savaşın tam ortasında olduğunu anlam veremediklerin gösteriyor. Kitabın ana gövdesini oluşturan bu kısım, kitabın sonuna kadar çeşitli şekillerde aktarılıyor. Çocuk kitaplarında sıkça kullanılan metaforlardan bu kitapta uzak duran yazar, sadece gürgen ağacının kesilmemek için insanlardan uçarak uzaklaşmak istemesini rüya ile tasvir ediyor. Bu yönüyle çaresiz bir gürgen ağacı görüyorken birden bire ağacın aklına direnmek geliver

“Aaahh Belinda” filmi eleştiri yazılarını eleştirme yazısı

Resim
Yönetmenliğini Atıf Yılmaz, senaryonun da Barış Pırhasan’ın yaptığı ‘Aaahh Belinda’filmi 1986 yılında gösterime girdi. Komedi türünde kategorize edilen filmin baş rolünü Müjde Ar taşıyor. “Taşıyor” kelimesini özellikle kullandım çünkü aslında çoğu eleştirmenin aksine ben filmin “komedi” türünde olduğunu hiçbir şekilde düşünmüyorum. Aksine film toplumsal bir gerçekliği cesurca gözler önüne seriyor. Dolayısıyla baş rolü taşımak ağır gelmesine rağmen Müjde Ar tarafından harika bir şekilde kaldırılıyor. Filmin teşhir etmek istediği konu nedir peki? “Kadın meselesi” Yani öyle azımsanacak az buz bir bir konu değil. Tam bu noktada insanın aklına “hem de nasıl bu kadar ciddi bir konu anlatılır?” sorusu beliriyor. Cevaplayım…Elbette anlatılamaz! Neyden bahsettiğimi daha iyi anlatmak açısından konuyu biraz daha derinleştirmekte yarar var. Bunun için gelin birlikte hızlıca filmin özetini geçip, birkaç sahnesini inceleyelim… Serap isminde ki bir tiyatro sanatçısı, aynı arkadaşları gibi kendi de o