Kayıtlar

çizgi roman etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

CAN SIKINTISI ÜZERINE FELSEFI VE MODERN YAKLAŞIMLAR

 Can sıkıntısı, insanlık tarihi boyunca bireysel ve toplumsal bir mesele olarak tartışılmıştır. Bu duygu, yalnızca basit bir ruh hali değil, insanın varoluşsal sorularını ve anlam arayışını yansıtan derin bir olgudur. Tarihten modern zamana kadar uzanan bu kavram, felsefi analizlerle zenginleşmiş ve modern yaşamın etkileriyle dönüşüme uğramıştır. Makalenin Amacı   Bu makalede, can sıkıntısının tanımından başlayarak, felsefi yaklaşımlar, modern toplum üzerindeki etkileri ve çözüm önerileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Can Sıkıntısının Tanımı ve Doğası Can Sıkıntısı Nedir? Can sıkıntısı, genellikle bir şey yapma isteksizliği, yaşamın monotonluğu ya da bir amaçsızlık hissi olarak tanımlanır. Bu duygu, bireyin içinde bulunduğu çevresel koşullardan kaynaklanabilir ya da içsel bir huzursuzluğun dışavurumu olabilir. - Seneca ve Antik Dönem: Antik Yunan ve Roma döneminde düşünürler, insanın günlük yaşamının rutinlerinden kaynaklanan monotonluğa dikkat çekmişlerdir. Özellikl

Sıradan Zaferler, çok lezzetli dakikalar!

Resim
İster homo sapiens sapiens diyelim isterseniz modern insan, ilkel komünal toplumdan bu yana birçok şeyin değişmesinin yanında, bundan çok daha fazlası da değişmedi. Bunun nedeni bir yana, söz konusu “değişmemezlik” durumunun bir tanesi de sınır konusu. Kâinattaki bütün varlıkların bilinçli yahut bilinçsiz olarak bir sınır algısı (fizik kanunları vs.) olduğu muhakkak. Modern insandaysa bu durumun yansıması, gelişmiş halde “özel mülkiyet” kavramı. Yine bunun daha da üst düzey halinin günümüzdeki yansıması “ülke sınırı” kavramı. Hatta daha da açık söylemek gerekirse yalnızca “ülke” olgusu. Şöyle de düşünebiliriz: bu uğurda verilen canlar. Baskı sistemi ile korunmaya çalışılan sınırlar vs. İnsanlık bu durumu öylesine içselleştirmiştir ki; en sonunda, başlangıçta coğrafi farklılıklar neticesinde oluşan kültür farklılıklarını ülke farklılıklarına bağlamayı doğal bulmuştur. Yeni gelen her nesil, başlangıçta belirttiğim her şeyi unuttu ve kendi topraklarının özel olduğunu, paha biçilmez olduğu

Süperman'in sol yumruğundan Ten Ten'e!

Resim
Ten Ten’i herkes bilir. Çocukluğumuzun kahramanı o. 1928 yılından beri hem de. Ama insan büyüdükçe o kahramanların neden ortaya çıkarıldığını öğrenmek istiyor şüphesiz. Mesela Süpermen’in ilk önce Sovyetler Birliğinde çizildiğini öğreniyor. Hem de sağ değil sol yumruğuyla uçtuğunu öğrenince de daha beter bir şaşkınlık yaşıyor. Hele hele birde Amerikan bayrağını gösterebilmek için ellerinden geleni artlarına koymadıklarını öğrenince çocukluğu bitiyor büyümeye başlıyor insan. Yahut Şirinler’in aslında anarşist ruhlu bir çizer tarafından çizildiğini öğrenince de şaşırıyor insan. Geçen gün her zaman gittiğim Kadıköy’ün ara sokaklarından birinde bulunan bir çizgi romancıya uğrayıp, birkaç çizgi roman aldım. Tam hesabı ödeyeceğim anda kasanın önünde ki Ten Ten Sovyetler’de kitabı dikkatimi çekti. Alfa Yayınları'dan bu ay çıkmış olan bu çizgi roman diğerlerinden farklıydı. Siyah Beyaz’dı. Hemen onu da aldım ve eve kendimi atar atmaz okumaya başladım. İşte o andan itibaren hayalleri