Kayıtlar

kitap etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

CAN SIKINTISI ÜZERINE FELSEFI VE MODERN YAKLAŞIMLAR

 Can sıkıntısı, insanlık tarihi boyunca bireysel ve toplumsal bir mesele olarak tartışılmıştır. Bu duygu, yalnızca basit bir ruh hali değil, insanın varoluşsal sorularını ve anlam arayışını yansıtan derin bir olgudur. Tarihten modern zamana kadar uzanan bu kavram, felsefi analizlerle zenginleşmiş ve modern yaşamın etkileriyle dönüşüme uğramıştır. Makalenin Amacı   Bu makalede, can sıkıntısının tanımından başlayarak, felsefi yaklaşımlar, modern toplum üzerindeki etkileri ve çözüm önerileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Can Sıkıntısının Tanımı ve Doğası Can Sıkıntısı Nedir? Can sıkıntısı, genellikle bir şey yapma isteksizliği, yaşamın monotonluğu ya da bir amaçsızlık hissi olarak tanımlanır. Bu duygu, bireyin içinde bulunduğu çevresel koşullardan kaynaklanabilir ya da içsel bir huzursuzluğun dışavurumu olabilir. - Seneca ve Antik Dönem: Antik Yunan ve Roma döneminde düşünürler, insanın günlük yaşamının rutinlerinden kaynaklanan monotonluğa dikkat çekmişlerdir. Özellikl

İKİNCİ EL KİTAP: OKURLAR ARASINDA POPÜLERLİK KAZANAN BİR AKIM

Resim
İkinci el kitaplar, günümüzde giderek artan bir ilgi ve popülerlik kazanmaktadır. Bu yazıda, ikinci el kitapların neden tercih edildiğinden, alım satımının nasıl yapılabileceğinden ve bu pazarın geleceğine dair önemli unsurlardan bahsedeceğiz. İkinci El Kitap Alışverişi Nereden Yapılır? Günümüzde internetin yaygınlaşmasıyla birlikte, ikinci el kitap alışverişi online platformlarda oldukça yaygın hale gelmiştir. Bunun yanı sıra kitapçılar, antikacılar ve özel olarak düzenlenen ikinci el kitap fuarları da alışveriş için tercih edilen yerler arasındadır. Bu konuda detaylı bilgiyi aşağıda yer alan videodan izleyebilirsiniz.                  İkinci El Kitap Alırken Nelere Dikkat Edilmeli? Bir kitap alırken, ilk olarak kitabın durumu ve kalitesi oldukça önemlidir. Sayfaların temizliği, kitabın deformasyonu, yıpranma derecesi gibi faktörler, kitabın ne kadar iyi korunduğunu ve okunabilirliğini belirleyebilir. Eğer bir kitabın içeriği özellikle önemliyse, bu durumda kitabın fiziksel du

TÜYAP İSTANBUL ULUSLARARASI KİTAP FUARI 2023: KİTAP TUTKUNLARININ BULUŞMA NOKTASI

Resim
                                                                      Fotoğraf: Pinterest Türkiye'nin en büyük kitap etkinliklerinden biri olan TÜYAP İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı, kitap tutkunlarını heyecanlandırmaya ve bir araya getirmeye hazırlanıyor. Bu büyük etkinlik, her yıl yüz binlerce kitapseveri İstanbul'un kalbinde buluştururken, kitap dünyasının en önemli lansmanlarına ev sahipliği yapma gururunu taşıyor. Kitap severler için gerçek bir cennet olan bu etkinlik, yeni kitaplar, tanınmış yazarlar ve edebiyatın büyülü dünyasını bir araya getiriyor. TÜYAP Kitap Fuarı'nın 40. yılı, 28 Ekim - 5 Kasım 2023 tarihleri arasında kutlanacak. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da fuarın başlangıcı büyük bir heyecanla bekleniyor. Kitapseverler, bu dönemde en yeni kitapları keşfetme fırsatına sahip olacak ve sevdikleri yazarlarla buluşma imkanı yakalayacaklar. Ayrıca, fuarın sunduğu etkinlikler, söyleşiler ve atölyelerle kitap tutkunları için unutulmaz bir deneyim sunacak. TÜYA

“Eee, ne olacak şimdi ha?” - Meriç Öz'ün kaleminden

Resim
  Müzisyen olan Anthony Burgess’e yanlış konan bir beyin tümörü tanısının yarattığı hiddetle ortaya çıkan romanlardan biri Otomatik Portakal. 1962’de yayımlanan bir distopya. İsmini İngiliz argosundaki “yüksek mertebedeki gariplikleri barındıran kişi” anlamına gelen “Queer as a clockwork orange” deyiminden alıyor. Aynı zamanda portakal saf haliyle insanlığı, otomatik ise makineleşmeyi ifade ediyor.     “Gençtik sadece.” Böyle bir iddiası var Alex’in yaptığı, hissettiği tüm vahşete karşı. Bu sadece’nin sade’si biraz fazla cakalı sanki? İşlediği tüm suçlara (hırsızlık, gasp, tecavüz, vandalizm…) bu şekilde bir meşruiyet kazandırıyor. Suça müdahale eden devlet sayesinde, hastayı hasta ederek suç işleme hissi yok edilemese de eyleme geçmesi önleniyor. Peki çivi çiviyi söküyor mu sahiden?   Kitabın ilk ve son bölümü de dahil olmak üzere birçok bölümü şu soru ile başlıyor, soru defalarca soruluyor: “Eee, ne olacak şimdi ha?” İnsanlar geceleri sokağa adım atmayı bırakın kapıları ça

Sınıfsal olarak Pinokyo ve Carlo Collodi

Resim
Carlo Lorenzini ismini çok az kişi biliyor olabilir. Direk ismini söylemeden önce bu ismi taşıyan kişinin başından geçenleri anlatmak lazım. Floransa’da 1826 yılında doğmuş olan Carlo, muhafazakar ve yoksul bir ailenin içinde büyüdü. Babası aşçı ve uşak olarak çalışıyordu. (Carlo’nun yaşadığı dönemden dolayı annesi hakkında her hangi bir bilgiyi bulamadım) İlahiyat okulundan mezun oldu. Bu durumlar milliyetçi ve muhafazakar düşüncelere sahip olmasına sebebiyet verdi. Başka bir deyişle, hayatını yönlendiren koşuları bu durumlar oluşturdu.Avustralya’ya karşı yürütülen “yeniden yükseliş” hareketine destek için gazetecilik yapmaya başladı. 1848 yılında, “Collodi” takma adını, hükümetin daha sonra kapatacağı kendisine ait “II Lampione (Türkçe’si: sokak lambası)” gazetesinde yazılarının altında imza olarak kullandı. Bu kapatılma sonrası tarihler 1853’ü gösterdiği zaman  “ La Scaramuccia (Didişme)[1]” isminde yeni bir dergi kurdu. 1859’a kadar gazeteciliği tekrar sürdürdü.(Şüphesiz k

Zafer Algöz ile kitap eleştirisi

Resim
Zafer Algöz’ü sinemadan tanımayan yoktur sanırım. Belki isim olarak çıkartamayanlar varsa, fotoğrafına bakınca hemen tanıyı verir. Oyunculuğu ile fazlaca güldüğüm bir kişi. Onu ilk, Ağır Roman filmi ile tanıdım. O filmde, büyük ustalar ile çalışmasından ötürü kendini çok toy gördüğü zamanlar. Yıl 1997. Ama biz daha geriye gidelim.1980’de Bursa Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü tarafından açılmış gençlik kurslarına katılıp 1985’de mezun oldu. Aynı şehirde tiyatroya başladı. 1989 yılında İstanbul Devlet tiyatrolarına tayin oldu. İşte tam o zamanlarda filmler diziler bir birini kovalamaya başladı. Tabi o zamanlar yan rollerde oynuyordu ilk. Şimdi de gerçi yine yan rollerde oynuyor ama bu sefer bir farkla gayet “ustaca”.    Kitapçılarda uzun süre liste başında olan ‘haşırt dı bilekbord’ isimli kitabı, Algöz’ün yaşadıklarını yazdığı bir  kitap. İtiraf etmek gerekirse başlangıçta bu kitap çok popüler gözükmüştü gözüme. O yüzden okumamaya gayret ettim. Ama birden yurt dışında yaşayan