Kayıtlar

tren etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

20 y.y. Felsefesi

Varoluşçuluk ve Önemli Temsilcileri Varoluşçuluk, bireyin kendi varlığını ve anlamını yaratma sorumluluğunu vurgulayan bir felsefi akımdır. Varoluşçulara göre, insan varlığı, önceden belirlenmiş bir öz veya anlam taşımaz. İnsan, kendi seçimleri ve eylemleriyle anlam yaratır. Bu nedenle, varoluşçuluk, bireysel özgürlük ve sorumluluğu ön plana çıkarır. Önemli Temsilciler: Søren Kierkegaard: Varoluşçuluğun öncülerinden biri olarak kabul edilir. İnanç, kaygı ve bireysellik üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır. Friedrich Nietzsche: Güç iradesi, Üstinsan ve Tanrı'nın ölümü gibi kavramlarla varoluşçuluğa önemli katkılar sağlamıştır. Jean-Paul Sartre: Varoluşçuluğun en tanınmış temsilcilerinden biridir. "Varoluş özden önce gelir" sözüyle varoluşçuluğun temel tezini özetler. Simone de Beauvoir: Kadınların varoluşsal durumunu ve cinsiyetçiliği ele alarak varoluşçuluğa yeni bir boyut kazandırmıştır. Postmodernizm: Eleştir

Rüzgar yükseliyor (mu?) Bir Hayao Miyazaki film eleştirisi

Resim
Hayao Miyazaki sadece Japonya’da değil aynı zamanda Dünya animasyonunda yaşan bir efsane olduğunu söylemeye gerek yok. Çevrisi yapılmış olan tüm filmlerini bitirmeye çalışıyorum. Her biri ayrı bir ders niteliğinde olan bu animasyonların el çizimleriyle yapıldığını belirtemeden edemeyeceğim. Filmlerinde sınıfsal ayrımlara sıklıkla değinilirken aynı zamanda çözümün insanlıkta olduğunun altı defalarca çiziliyor. Filmlerin bir diğer özelliği ise, klasik animasyon filmlerinden farklı olarak fantastik konuları bile sınıfsal bir çıkarımla ile işleyebilmesi. Yetmiyor, filmlerinde ki kalite düzeyini öyle yükseklere dikiyor ki en sonunda diğer animasyonlarla yarıştırmayı bırakın, Hayao’yu Hayao ile yarıştırmaya başlıyorsunuz. İşte böyle filmlerden bir tanesi de ingilizce orijinal adı “Kaze tachinu” olan, türkçeye ise “Rüzgar Yükseliyor” ile çevrilen 2013 yılı yapımlı film.  Konusuna gelince, Tatsuo Hori'nin kısa öyküsü üzerine olan Kaze tachinu adlı mangadan alan film, Jiro Horikoshi'

Haydarpaşa garında 1941 baharında saat on beş

Resim
Haydarpaşa garında 1941 baharında saat on beş. Merdivenlerin üstünde güneş yorgunluk ve telaş. Bir adam merdivenlerde duruyor bir şeyler düşünerek. Zayıf. Korkak. Burnu sivri ve uzun yanaklarının üstü çopur. Merdivenlerdeki adam — Galip Usta — Nazım Hikmet – Memleketimden İnsan Manzaraları Haydarpaşa garı, sayısız buluşmalara, sayısız ayrılıklara, sayısız mutluluklara, sayısız hasretlere  sebep olan bir yer-di dersem yanlış olmaz. Hayatın kendisiydi Haydarpaşa. Aynı başka tren garları gibi. Bir taraftan iki sevgilinin bir birine kavuşmasını sağlarken, diğer taraftan anne babası ile ayrılmak zorunda kalanları da ağırlamıştı. Yetmemiş, bazen cenazeleri de cenaze sahiplerine ulaştırırken aynı anda mektuplarda buradan ulaşmıştı. Haydarpaşa, bu konuda tek değildi. Başka istasyonlarda böyleydi.  Ancak konu geldiği için söylemeden edemeyeceğim: Haydarpaşa’nın yeri başkaydı. Her ne kadar Osmanlı’nın ilk tren istasyonu  İzmir Alsancak tren istasyonu olsa da… Mesela aklıma ilk gelen,