Kayıtlar

20 y.y. Felsefesi

Varoluşçuluk ve Önemli Temsilcileri Varoluşçuluk, bireyin kendi varlığını ve anlamını yaratma sorumluluğunu vurgulayan bir felsefi akımdır. Varoluşçulara göre, insan varlığı, önceden belirlenmiş bir öz veya anlam taşımaz. İnsan, kendi seçimleri ve eylemleriyle anlam yaratır. Bu nedenle, varoluşçuluk, bireysel özgürlük ve sorumluluğu ön plana çıkarır. Önemli Temsilciler: Søren Kierkegaard: Varoluşçuluğun öncülerinden biri olarak kabul edilir. İnanç, kaygı ve bireysellik üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır. Friedrich Nietzsche: Güç iradesi, Üstinsan ve Tanrı'nın ölümü gibi kavramlarla varoluşçuluğa önemli katkılar sağlamıştır. Jean-Paul Sartre: Varoluşçuluğun en tanınmış temsilcilerinden biridir. "Varoluş özden önce gelir" sözüyle varoluşçuluğun temel tezini özetler. Simone de Beauvoir: Kadınların varoluşsal durumunu ve cinsiyetçiliği ele alarak varoluşçuluğa yeni bir boyut kazandırmıştır. Postmodernizm: Eleştir

American Factory: Nasıl oldu da işçi sınıfını hatırladınız? / Teşhir yazısı

Resim
Geçtiğimiz haftalarda 92.si düzenlenen Oscar ödüllerinde “en iyi belgesel film” ödülünü “American Faktory”,Türkçe telaffuzuyla “Amerikan Fabrikası” filmi aldı. Söz konusu filmin yapım şirketi: “Participant” Prodüksiyon firması ise “Higher Ground Productions” 2019 yılının Ağustos ayında Netflix’de yayınlanmaya başlayan belgesel filmin konusuna gelmeden önce bu yazıda filmin “sınıf savaşını” direk ilgilendirdiği için yöntemsel olarak parça parça üzerinde durulmasının doğru olduğunu belirtmekte yarar var. Bu yüzden filmden bazı görüntüleri aktarıp daha sonra yorumlarımı söyleyeceğim. Bu yönüyle film için fazlaca spoiler olacağını baştan belirteyim. Öncelikle Amerikan Fabrikası’nda hiçbir şekilde kurgu olmadığını bilmemizde yarar var. Film, 2008 yılında Ohio eyaletinin Dayton kentinde Amerika sermayeli General Motors’a ait bir fabrikanın kapanmasıyla beraber yüzlerce kişinin işsiz kalması görüntüsüyle başlıyor. 2014 yılında ise fabrikanın inşaatını otomotiv camı üreten Çin serma

Marx'ın Pratiğine Örnek: İşçi Anketi

Resim
Araştırmasının ve hazırlık aşamasının Onur Bütün tarafından yapıldığı “Marx’ın işçi anketi” isimli kitap, Ayrıntı yayınlarından 2018 yılında basıldı. Söz konusu kitabın  konusu başlığından  anlaşıldığı gibi Marx’ın işçi sınıfına doldurtmak istediği bir anket. Ama sadece bunu demek de kitap hakkında  yavanlık yaratır. Kitap, anketin Marx tarafından neden yapılmak istendiğini açıklamasının yanında aynı zamanda neden işçi sınıfını seçtiğini, seçtiği sınıfın anketin çıkacağı döneme kadar hangi koşullardan hangi koşullara geldiğini, tüm bunların ışığında da hangi amaç ile bu anketi kullanmak istenildiğini, başka bir deyişle anket sonuçlarından elde ettiği veriler ile neler yapılmak istendiğini, anket bitiminde hedeflenenlerin ne kadar başarılı olup olmadığını anlatıyor. Yetmiyor, birde üstüne söz konusu bu anketin türkçeye kazandırılması sırasında hangi maceralardan geçtiğini anlatıyor.  1880 yılında basılmış olan anket üzerine ivedilikle araştırmalarını yaptığı belli olan Bütü

Sınıfsal olarak Pinokyo ve Carlo Collodi

Resim
Carlo Lorenzini ismini çok az kişi biliyor olabilir. Direk ismini söylemeden önce bu ismi taşıyan kişinin başından geçenleri anlatmak lazım. Floransa’da 1826 yılında doğmuş olan Carlo, muhafazakar ve yoksul bir ailenin içinde büyüdü. Babası aşçı ve uşak olarak çalışıyordu. (Carlo’nun yaşadığı dönemden dolayı annesi hakkında her hangi bir bilgiyi bulamadım) İlahiyat okulundan mezun oldu. Bu durumlar milliyetçi ve muhafazakar düşüncelere sahip olmasına sebebiyet verdi. Başka bir deyişle, hayatını yönlendiren koşuları bu durumlar oluşturdu.Avustralya’ya karşı yürütülen “yeniden yükseliş” hareketine destek için gazetecilik yapmaya başladı. 1848 yılında, “Collodi” takma adını, hükümetin daha sonra kapatacağı kendisine ait “II Lampione (Türkçe’si: sokak lambası)” gazetesinde yazılarının altında imza olarak kullandı. Bu kapatılma sonrası tarihler 1853’ü gösterdiği zaman  “ La Scaramuccia (Didişme)[1]” isminde yeni bir dergi kurdu. 1859’a kadar gazeteciliği tekrar sürdürdü.(Şüphesiz k

Edebiyat'ın,mitoloji'nin, sınıf mücadelesinin şehri Tarsus

Resim
Orhan Kemal’in kitaplarında “gezenler” Adana’da ki çırçır fabrikalarını gayet iyi bilirler. O fabrikaların aynısını Adana’dan Mersin’e doğru trenle giderken Tarsus yolunda görebilirler. Çünkü Tarsus’da Çukurova’nın bir parçasıdır. Toprakları en az Adana kadar verimlidir. Yaşar Kemal’in İnce Memed’i de Tarsus’un civarında gezdi. Çünkü Tarsus Toroslar’ın eteklerindedir. Peki Adana ile Tarsus arasında ki ilişki sadece yakın dönemde mi benzerlik gösterdi yahut gösteriyor? Hayır. O kadar ki, bölge antik çağ ismiyle “Klikya” topraklarına aitken bile Tarsus’un üst kesimleri “Dağlık Klikya” aşağı ova kısımları ise – ki bu kısımlar Adana tarafları oluyor  “Ova Klikya” olarak adlandırılıyordu. Her yerinden tarih çıkar bu toprakların! Türkiye’de ki sanayileşmenin ilk filizlerinden biri  bu topraklarda atılır. 1831 ile 1841 yılları arasında Mısır’da büyük bir isyan başlar: Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanı. Bu isyan sadece dağılma döneminde ki Osmanlı’yı değil, aynı zamanda Arapların yoğun ol

Güneş, Smryna’dan doğar...

Resim
Kadife Kale'den İzmir Osmanlı yıkılmanın eşiğine geldiği zamanlar, fetret devrine henüz gelmeden önce Moğollar’ın Anadolu’ya akınları devam ederken türkler Sakarya ile bu şehrin arasına sıkışmıştı. Bunu fırsat bilen Şeyh Bedreddin bu şehrin kasabalarında örgütlenme yaptı. Tüm bunlardan da önce Doğu Roma’nın başkenti İstanbul’un haçlı seferleri ile işgal edilmesi ve 100 yıl kadar burada kalmaları sebebiyle Roma imparatoronun İznik ve bu şehirde gücünü topladı. Odysseia destanı bu şehirde yazıldı. İzmir’in sokaklarında kaybolacağız.     Öncelikle Trakya’dan İzmir’e gitmek istendiğinizde fiyatların cep yaktığını unutmamak gerekir. Öyle ki Çorlu’da bir havaalanı olmasına rağmen sürekli seferlerin olmaması şehirler arası otobüs firmalarının fahiş fiyatlar çıkarmasına sebebiyet veriyor. Bu yüzden İstanbul Esenler otogarına gitme ücreti de dahil olmak üzere İzmir’e İstanbul üzerinden gitmek daha uyguna mal oluyor. Buraya kadar bahsettiğim tabi ki kara yolu ile olan taraf. Uça