Kayıtlar

Fatih sultan mehmet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

CAN SIKINTISI ÜZERINE FELSEFI VE MODERN YAKLAŞIMLAR

 Can sıkıntısı, insanlık tarihi boyunca bireysel ve toplumsal bir mesele olarak tartışılmıştır. Bu duygu, yalnızca basit bir ruh hali değil, insanın varoluşsal sorularını ve anlam arayışını yansıtan derin bir olgudur. Tarihten modern zamana kadar uzanan bu kavram, felsefi analizlerle zenginleşmiş ve modern yaşamın etkileriyle dönüşüme uğramıştır. Makalenin Amacı   Bu makalede, can sıkıntısının tanımından başlayarak, felsefi yaklaşımlar, modern toplum üzerindeki etkileri ve çözüm önerileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Can Sıkıntısının Tanımı ve Doğası Can Sıkıntısı Nedir? Can sıkıntısı, genellikle bir şey yapma isteksizliği, yaşamın monotonluğu ya da bir amaçsızlık hissi olarak tanımlanır. Bu duygu, bireyin içinde bulunduğu çevresel koşullardan kaynaklanabilir ya da içsel bir huzursuzluğun dışavurumu olabilir. - Seneca ve Antik Dönem: Antik Yunan ve Roma döneminde düşünürler, insanın günlük yaşamının rutinlerinden kaynaklanan monotonluğa dikkat çekmişlerdir. Özellikl

Kırkpınarlar şehri Edirne, başkent Edirne, isyan şehri Edirne, Güzel Edirne

Resim
Klişe bir giriş olacak ama “İstanbul’un dibinde çok güzel bir şehir var: Edirne”  Osmanlı’nın kısada olsa başkenti olmuş, fetret devrinde önemli bir bölge olan, Balkan savaşlarında ağır bedeller ödemiş, sınır şehri olmanın bedelini de her zaman çekmekte olan Edirne’ye, Osmanlı’nın kuruluş dönemini “yaşayıp, görmek” üzere Edirne’ye, Kurtuluş savaşında Yunanistan askerlerinin isyan ettiği Edirne’ye gitmeye karar verdik. Çorlu otogarından araba ile 1,5 saat gibi bir mesafede burası. Buradan sadece iki üç firma Edirne’ye götürüyor. Bunların başında Bulgar arabaları yer alıyor. Bu yüzden sabahın erken saatlerinde ama saat başı kalkan otobüslerden birine binebildik. Kişi başı 25 lira tutuyor. Lüleburgaz’a da uğrayan otobüs, buradan yolculara fırından yeni çıkmış poğaçaları veriyor. Sıcak sıcak yediğimiz poğaçaların yanında dileyen içecek bir şeyler içebiliyor. Trakya’nın nasıl sanayileştiğini yol boyunca net bir şekilde görürken 7’de bindiğimiz ve içi muhacirler ile dolu olan otobüs

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı / İstanbul gezi rehberi (2)

Resim
  İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;  Serin serin Kapalıçarşı  Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa  Güvercin dolu avlular  Çekiç sesleri geliyor doklardan  Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;  İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.                                            Orhan Veli Medeniyetlerin beşiği sayılabilecek bir yere geldiniz şimdi: “SultanAhmet meydanı” Bu meydanın çevresine biraz dikkatlice baktığınızda sur parçaları göreceksiniz. Bu parçalar buranın asıl adını veren Hipodrom meydanının isminin verilme sebebi. Hipodrom meydanı, günümüzde de kullanılan at yarışlarının yapıldığı yer anlamında kullanılmış. Çok geniş ve çevresi iki sur ile kaplı bir stadyum gibiymiş burası. Meydanda önce Roma imparatoru sonra Doğru Roma imparatorunun eğlenceleri, kutlamaları yapılırmış. Fetihlerden dönen ordu kutlamalarını burada yaparmış. At yarışları, gladyatörlerin savaşları ve hatta bir seferinde meydanın içinin su ile doldurulup savaş gemilerinin, burada

kim var imiş biz İstanbul'da yoğ iken / İstanbul gezi rehberi (1)

Resim
                                                                                                                                                                                      Fotoğraf: CNNTÜRK                                                      Sual eylen bizden evvel gelene. kim var imiş biz buralarda yoğ iken                                                                                                                                             Yunus Emre Kıtalar arası şehirler kaç tane diye düşündünüz mü hiç? İlk akla İstanbul gelir şüphesiz. Belki de sonra Çanakkale… Konuya hakim olanlar da sıralamaya devam ederler: Atyrau (Kazakistan) , Orenburg (Rusya), Süveyş (Mısır). Konuya hakim olun yahut olmayın İstanbul’un içinden boğaz geçen tek şehir olduğu aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Sondan söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Bu şehri tanımak için İstanbul Arkeoloji müzesini gezmeniz lazım. Öyle ki, şehrin şehir değil de sadece balıkçı köylerinden ibaret oldu