Kayıtlar

film eleştirisi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

CAN SIKINTISI ÜZERINE FELSEFI VE MODERN YAKLAŞIMLAR

 Can sıkıntısı, insanlık tarihi boyunca bireysel ve toplumsal bir mesele olarak tartışılmıştır. Bu duygu, yalnızca basit bir ruh hali değil, insanın varoluşsal sorularını ve anlam arayışını yansıtan derin bir olgudur. Tarihten modern zamana kadar uzanan bu kavram, felsefi analizlerle zenginleşmiş ve modern yaşamın etkileriyle dönüşüme uğramıştır. Makalenin Amacı   Bu makalede, can sıkıntısının tanımından başlayarak, felsefi yaklaşımlar, modern toplum üzerindeki etkileri ve çözüm önerileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Can Sıkıntısının Tanımı ve Doğası Can Sıkıntısı Nedir? Can sıkıntısı, genellikle bir şey yapma isteksizliği, yaşamın monotonluğu ya da bir amaçsızlık hissi olarak tanımlanır. Bu duygu, bireyin içinde bulunduğu çevresel koşullardan kaynaklanabilir ya da içsel bir huzursuzluğun dışavurumu olabilir. - Seneca ve Antik Dönem: Antik Yunan ve Roma döneminde düşünürler, insanın günlük yaşamının rutinlerinden kaynaklanan monotonluğa dikkat çekmişlerdir. Özellikl

Taxi Driver: Şehir ve Yozlaşma / Film Analizi - Volkan Kahyalar

Resim
  1976'da ortaya çıkan "Taksi Şoförü", ünlü yönetmen Martin Scorsese'nin imzasını taşıyan bir yapım. Oyuncu kadrosunda Robert de Niro, Cybill Shepherd, Jodie Foster ve Harvey Keitel gibi isimler yer aldı. Film, dört farklı kategoride Oscar'a aday gösterilmiş ve Cannes Film Festivali'nde en prestijli ödül olan Altın Palmiye'yi kazandı. Film, Travis   Bickle  (Robert De  Niro )’in savaş gazisi olarak Vietnam’dan New York’a döndüğünde yaşadıklarına odaklanmakta. Böyle söyleyince sıradan bir Amerikan propaganda filmi anlayışı oluştursa da aslında taksi sadece bir “araç” olarak kalmakta. Elbette buradaki araç, otomobilden çok daha fazlasıdır. Bir yönüyle hayatın kendisi olduğunu filmin ilerleyen kısımlarında tanık oluyoruz. Savaşın bıraktığı yıkıcı etkiden dolayı geceleri hiç uyuyamadığını belirten Travis’i gündüzleri de uyurken göremeyiz. Travis, ciddi bir melankoli içindedir. Uykusuzluğunu paraya çevirmek için bu işe girmeye karar verir. Böylece, zaten bi

NARSİSİZM HAKKINDA HER ŞEY/ Ece OĞUR

Resim
    Mustafa Hakkında Her Şey Filminin Psikolojik Analizi     Uyarı: Bu yazı sürprizi bozan unsurlar (spoiler) içermektedir.    Vizyona girdiği dönem izlediğim bu film yeniden karşıma çıkınca farklı bir bakış açısıyla izledim. Ana karakter üzerinden ilerleyen filmi bu kez de oldukça popüler bir psikopatoloji olan narsisizm üzerinden okumaya karar verdim. Antik Yunan mitolojisinin önde gelen karakterlerinden biri olan Narcissus, güzel peri kızı Echoes’un aşkına karşılık vermeyince tanrılar onu kendine aşık ederek cezalandırır. Suda gördüğü kendi yansımasına aşık olan Narcissus, bu yansımaya dokunamadığı için üzüntüden etrafına olan tüm ilgisini kaybeder, yeme içmeden kesilir ve sonunda ölür. Günlük yaşamda kendine duyduğu aşkla gözleri kör olan ve çevresine duyarsız kalan kişilik tipini sıklıkla görürüz. Bu kişilik örüntüsü psikolojide “Narsisist Kişilik Örüntüsü” olarak adlandırılır. Filmin ana karakteri Mustafa ise tipik bir Narsisist olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunu g

BİR BELGESELİN HİKAYESİ: DEVRİMİN BEYAZ KÜHEYLANI

Resim
    "Devrimin Beyaz Küheylanı" belgesel filmi ilk olarak, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idamının 50. Yıldönümünde, izleyicilere sunuldu. 2022 yılına ait günlerde bu etkileyici belgesel, 68 kuşağının devrimci hareketinin izlerini takip ederek geçmişe bir yolculuk sundu.   Diğer adı Beyaz Motosiklet olan Devrimin Beyaz Küheylanı belgesel filmiyle 2 – 7 Mayıs arasında gerçekleşen Uluslararası İşçi Filmleri Festivalinde benim karşıma çıkmasına rağmen, çok sayıda festivale dahil oldu.     Aslı Esma Karaca'nın yönettiği film, Deniz, Hüseyin ve Yusuf’un dava arkadaşı Tayfur Cinemre'nin motosikletiyle gerçekleştirdiği yolculuğu izleyicilere aktarıyor. Cinemre'nin ODTÜ'den başlayan ve işkencehaneler, hapishaneler ve kaybedilen arkadaşlarının izlerini taşıyan yolculuk, 68 kuşağının tutkulu mücadelesini ve fedakarlıklarını detaylı bir şekilde yansıtıyor.   Güvenlik gerekçesiyle döneme ait fotoğraf ve videoların bulunmamasının yarattığı sıkıntıdan

AŞK, MARK VE ÖLÜM’ün Düşündürdükleri

Resim
    Cem Karaca, Derdiyoklar, Muhabbet, Killa Hakan, Kabus Kerim ve Derya Yıldırım gibi isimlerin ortak özelliği Almanya’ya göçmüş olmaları. Almanya, kimilerinin ilk toprağı, kimilerinin de ikinci.   1961’de çıkan yasayla Almanya’ya göçenlerin hikayesini çoğu kişi bilir. Bazen akrabalarımız olur onlar, bazen tanıdığımız, eşimiz, dostumuz. İyi ama göç ne demek?   Bir Kitapdedektifiyiz klasiği olarak “göç” kelimesinin kökenini incelemekle başlamak gerek.   TDK’ya göre göç, “ekonomik, toplumsal, siyasi sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitme işi, taşınma, hicret, muhaceret.” [1]   Nişanyan Sözlük’e göreyse, “eski Türkçe kȫç “taşınma, taşınan yük”  sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe yazılı örneği bulunmayan *kö- biçiminden Eski Türkçe  +Iş  ekiyle türetilmiş olabilir; ancak bu kesin değildir.” Dolayısıyla, belli bir sebeple başka bir yerleşim yerine gidenler olarak yorumlayabiliriz. Ç

Yozlaşmış toplumun "albüm"ü - Film incelemesi

Resim
Mehmet Can Mertoğlu’nun yazıp yönettiği 2016 yapımı bir filmden bahsedeceğim şimdi. Bol festival ödüllü, çok metaforlu bir film “Albüm” Bir çok film sayfasına bakarsak eğer filmin konusu: “ 30’lu yaşlarının sonlarında ki çift, uzun süredir evlidir ancak çocukları olmamaktadır. Buna karşılık evlat edinmek için başvuru yaparlar ancak başvurunun ortaya çıkmasından utanırlar. Bu yüzden kadın, doğum yapacakmış gibi hamile taklidi yapıp, karnına yastıkları yerleştirir. Yetmez, eşiyle birlikte geçmişe dönük hamilelik ve doğum fotoğraf albümü yapmaya koyulurlar.” Baştan söyleyelim filmin sadece bu tarafından bakanlar oldukça yanılırlar. Zaten kısa bir özetle filmleri anlamak hiçbir zaman mümkün olmadığı gibi “albüm” filmini de sadece aile albümü olarak yorumlamak filmi çok yavan bırakır. Ki bu yavanlık filmi eleştirmeden önce filmin birazdan anlatacağım yapım aşamasında ki emeği gözden yok etmek anlamına gelir. Bu hiçbir filme yapılmamalıdır. Albüm filmine de yapılmamalıdır. Az önce bahs