Kayıtlar

CAN SIKINTISI ÜZERINE FELSEFI VE MODERN YAKLAŞIMLAR

 Can sıkıntısı, insanlık tarihi boyunca bireysel ve toplumsal bir mesele olarak tartışılmıştır. Bu duygu, yalnızca basit bir ruh hali değil, insanın varoluşsal sorularını ve anlam arayışını yansıtan derin bir olgudur. Tarihten modern zamana kadar uzanan bu kavram, felsefi analizlerle zenginleşmiş ve modern yaşamın etkileriyle dönüşüme uğramıştır. Makalenin Amacı   Bu makalede, can sıkıntısının tanımından başlayarak, felsefi yaklaşımlar, modern toplum üzerindeki etkileri ve çözüm önerileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Can Sıkıntısının Tanımı ve Doğası Can Sıkıntısı Nedir? Can sıkıntısı, genellikle bir şey yapma isteksizliği, yaşamın monotonluğu ya da bir amaçsızlık hissi olarak tanımlanır. Bu duygu, bireyin içinde bulunduğu çevresel koşullardan kaynaklanabilir ya da içsel bir huzursuzluğun dışavurumu olabilir. - Seneca ve Antik Dönem: Antik Yunan ve Roma döneminde düşünürler, insanın günlük yaşamının rutinlerinden kaynaklanan monotonluğa dikkat çekmişlerdir....

YARATICILIĞI YÖNETMEK: SANAT VE KÜLTÜR ALANINDA LİDER OLMANIN SIRLARI

Resim
    Sanat ve kültür yönetimi, yaratıcı ifadenin organize edilmesi ve topluma değerli katkılar sunmanın bir yolu. Bu yönetim alanı, sanatın ve kültürel etkinliklerin üretiminden dağıtımına ve tanıtımına kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Sanat ve kültür yönetimi, hem sanatçıların hem de toplumun ihtiyaçlarını dengelemeyi amaçlar. Bu makalede, sanat ve kültür yönetiminin önemi ve işleyişi incelenecek, sanatın toplumsal etkisi ele alınacak ve bu alandaki kariyer fırsatları tartışılacaktır.     İÇİNDEKİLER   1. Giriş 2. Sanat ve Kültür Yönetiminin Rolü     - Sanat Etkinliklerinin Planlanması ve Organizasyonu     - Bütçe Yönetimi ve Fon Araştırması 3. Sanatın Toplumsal Etkisi     - Empati ve Kültürel Farkındalık Oluşturma     - Toplumsal Değişime Katkı 4. Sanat ve Kültür Yönetimi Kariyeri     - Etkinlik Yöneticisi     - Sanat Pazarlaması Uzmanı ...

ChatGPT ile Röportaj: "Dijital Edebiyat Nereye Doğru Gidiyor?"

Resim
  Yoğun gündeminizde Kitapdedektifiyiz platformunun röportajını kabul ettiğiniz çok teşekkür ederiz sayın ChatGPT. ChatGPT Çok teşekkür ederim! Kitapdedektifiyiz platformunun röportaj teklifini kabul ettiğim için ben de memnunum. Sorularınızı bekliyorum, röportajın keyifli ve verimli geçmesini dilerim! Bugün sizinle dijital edebiyatı konuşacağız ama ondan önce sizce edebiyat nedir? ChatGPT Edebiyat, insan düşüncelerini, duygularını, deneyimlerini ve hayal gücünü dil aracılığıyla ifade etme sanatıdır. Kelimeler, cümleler ve metinler aracılığıyla anlatılan hikayeler, fikirler, düşünceler ve estetik değerler edebiyatın temelini oluşturur. Edebiyat, insanların yaşadığı dünyayı anlamlandırma, derinlemesine keşfetme ve duygusal bir bağ kurma şeklinde işlev görür. Aynı zamanda toplumsal, kültürel ve tarihsel yönleriyle de etkileşim halindedir.   O halde aklıma düşüncelerin hangi vesileyle oluşabileceği sorusu geliyor. Çünkü okuduklarımız ve gördüklerimizden hayal gücümü...

PARA “İNSAN”: SÜRREALİZM VE KAPİTALİZMİN DANSI

Resim
  Fraktal: Para Adam / Fractal: Money Man Tür: Kurmaca- Süre: 20 dakika – Yapım Yılı 2022 – Türkiye  İşçi Filmleri Festivali kapsamında karşılaştım "Para Adam" ile. Kendisi kısa bir film. İnsanın parayla olan ilişkisini plaza çalışanları üzerinden anlatmayı tercih etmiş. Bunu yaparken metaforlardan çok gerçekçi bir imge kullanmış; “Para”.  Kariyerist olmayı tercih eden kişinin başına gelen mide bulandırıcı, kışkırtıcı, hırslı durumu gözler önüne serilir. Yetmez, işçilerin kendi aralarındaki rekabetin sertliği sos olur.  Avangart, sürrealist, fantastik öğelerle keskinleştirilmiş, eleştirel gerçekçi, anti-kapitalist, ironik ve sert bir film gibi gözükebilir çoğu kişiye. Ancak ne kadar öyledir?  Bu sorunun cevabını yine aynı festivalin başka gösterimleriyle açıklamak en iyisi.   Bunlardan ilki… Rien à Foutre / Yapacak Bir Şey Yok / Zero Fucks Given Tür: Kurmaca- Süre: 1 saat 50 dakika Yapım yılı: 2020 – Belçika, Fransa  Ucuz bilet...

THE BIRDS: BİR İNTİKAM ÖYKÜSÜ / Gülsen Akar

Resim
Alfred Hitchcock tüm mutfak süreçleri ile ders olarak okutulmayı ve üzerine nice analizler yapılmayı mümkün kılan bir filmografiye sahip olmakla beraber kendine özgü tarzıyla da imza işler ortaya koymuştur. Hitchcock’un filmleri üzerinden yapılan okumalarda yönetmenin kendinden, takıntılarından, korkularından, ilgilerinden ve kendisi üzerine psikolojik okumalardan yararlanmamak elbette düşünülemez. Hitchcock’un bağımsız yönetmenlik dönemi eserlerinden “Kuşlar” filmi üzerinden hem genel bir okuma hem yönetmenin kendisine dair olasılıklar ve ipuçlarına yer vermek en doğrusu olacaktır.   Kuşlar filmi senaryosu itibariyle halihazırda seyircinin kucağına patlamaya hazır bir bomba bırakıp belirsizliğin yarattığı bu gizemle başa çıkmasını beklemektedir. Aslında filmin her bir sahnesinde ve aksiyonunda beklenen gerilim unsurları doz doz arttırılmaktadır. Seyircinin beklediği olması muhtemel olayların gerçekleştiğini görmekteyiz ancak burada gerilimin an be an bitmemesini aksine sürek...

ABSÜRT TİYATRO- Godot’yu Beklerken / Yaren Soysal

Resim
‘İnsanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı.’ Yani Tiyatro! Efendim benim farazi alemimin ötelerinde bir yerlerde, tiyatro ete kemiğe bürünür; uzunca boynu ve irice gövdesiyle pek haşmetli görünür. “Absürt Tiyatro” onun asi ve uçarı kızıdır. Ele avuca sığmaz, ne dediği hiç mi hiç anlaşılmaz. Anlaşılma çabası da yoktur üstelik, küstahtır. Özgür ruhludur, isyankardır! Tüm normlara kafa tutar. Tutar tutmasına da,bu uğurda az da çile çekmez hani…Değişimin her türlüsüne direnmeyi huy edinmiş bizler, onu ellerimizde çiçeklerle mi  karşıladık dersiniz? Hiç sanmam. Absürt Tiyatronun doğuşu 20. yüzyıl Fransasına dayanır. Bu akımın ilk ve en bilindik eseri ‘ Godot’yu Beklerken ’, ilk kez 1953 yılında Paris’te sahnelenmiş, ancak hem oyun hem de yazarı Samuel Beckett kelimenin tam anlamıyla yerden yere vurulmuştur. Geleneksel tiyatro izleyicisi aşinası olduğu gibi bir giriş-gelişme-sonuç örgüsü; belirli bir mantığa ve nedenselliğe oturtulmuş diyaloglar; zaman, mekan, dekor uyumu bulma ...

Modern Zamanlar / Dilşa Tekin

Resim
 Modern Zamanlar filmi, Charlie Chaplin’in Büyük Buhran döneminde yaşanan zorlukları komedi türünde sunduğu kült filmlerindendir. Büyük bir ekonomik kriz ve işsizlik dönemini anlatan filmde, fabrika işçisi olan Şarlo’yu, vida sıkma eylemini gerçekleştirirken izlemeye başlıyoruz. Sanayi Devrimi’nin etkilerinin ve seri üretimin son ivmede hızlanarak devam etmesi insanların kendilerine ayırabilecekleri vakitleri ellerinden alan bir ortam yaratmıştır. Fabrikadaki karakterimiz de, burnunu kaşıyabilecek bir vakte bile sahip değildir. Bu deyimin adeta hayat bulduğu sinek sahnesinde, çalışanlar işten ellerini bir saniyeliğine çektiklerinde tüm düzenin alt üst olduğunu ve üretimin ciddi aksamalara uğradığını görüyoruz. Böyle bir güç ancak hiçbir ihtiyacı olmayan makinelerden beklenmesi gerekirken insanla özdeşleştirilmeye çalışılmıştır. İnsani özelliklerinden, normal hareketlerinden sıyrılarak makineleştirilmek istenen emekçiler, hızlı ve devamlı oldukları ölçüde işe yarar sayılmışlardır....

NARSİSİZM HAKKINDA HER ŞEY/ Ece OĞUR

Resim
    Mustafa Hakkında Her Şey Filminin Psikolojik Analizi     Uyarı: Bu yazı sürprizi bozan unsurlar (spoiler) içermektedir.    Vizyona girdiği dönem izlediğim bu film yeniden karşıma çıkınca farklı bir bakış açısıyla izledim. Ana karakter üzerinden ilerleyen filmi bu kez de oldukça popüler bir psikopatoloji olan narsisizm üzerinden okumaya karar verdim. Antik Yunan mitolojisinin önde gelen karakterlerinden biri olan Narcissus, güzel peri kızı Echoes’un aşkına karşılık vermeyince tanrılar onu kendine aşık ederek cezalandırır. Suda gördüğü kendi yansımasına aşık olan Narcissus, bu yansımaya dokunamadığı için üzüntüden etrafına olan tüm ilgisini kaybeder, yeme içmeden kesilir ve sonunda ölür. Günlük yaşamda kendine duyduğu aşkla gözleri kör olan ve çevresine duyarsız kalan kişilik tipini sıklıkla görürüz. Bu kişilik örüntüsü psikolojide “Narsisist Kişilik Örüntüsü” olarak adlandırılır. Filmin ana karakteri Mustafa ise tipik bir Narsisist olarak ...