Aşk Birini Gerçekten Ölüm Uykusundan Uyandırabilir Mi? / Damla Kireç
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hesiodos’un Theogonia’sına göre Eros, evrene Khaos, Gaia ve Tartarus’tan sonra gelmiş cinsel tutku olarak sadece basit bir soyutlamadır. Bazılarına göre evrensel yumurtadan doğan ilk tanrıdır, anne ve babası yoktur. Bir grup yazara göre ise annesi Aphrodite, babası ise Zeus ya da Hermes’tir. Ancak en genel kanı Eros’un Aphrodite ve Ares’in oğlu olmasıdır.
Bir dönem “Kanatlı
Bela” olarak resmedilen Eros, kimi zaman haylaz, kimi zaman çapkın olarak
tasvir edilmiştir. En bilindik özelliği oku ile ölümlü ve ölümsüzleri aşık
etmesidir. Okları o kadar güçlüdür ki, kalbine nişan aldığı her ölümlü ve
ölümsüz mutlaka aşkı tatmıştır. Öyle ki; tanrı Apollon’u Daphne’ye aşık eden de
yine Eros’un oklarıdır.
Peki kimi zaman
haylaz, kimi zaman tanrılara bile aşkı yaşatmış olan hafif tombul, altın
kanatlara sahip bu yakışıklı hiç aşık olmamış mıydı? Tabii ki de olmuştu!
Psykhe, Milet
kralının üç kızı arasında en güzeliydi.
Görenler Aphrodite’i görmüş gibi ona taparlardı. Psykhe’nin güzelliğinin kendi
güzelliğiyle mukayese edildiğini duyan Aphrodite onu kıskandı ve ondan öç almak
istedi; çünkü kimse aşk ve güzellik tanrıçası olan Aphrodite’den daha güzel
olamazdı.
Kıskançlık duygusuna
yenik düşen Aphrodite, oğlu Eros’u yanına çağırdı, ondan Psykhe’nin kalbini
yaralamasını ve onu dünyadaki en çirkin erkeğe metres yapmasını istedi.
Bir kadının
hemcinsini çekememesi, ona bahşedilen güzelliklerin sadece ona ait olmasını
istemesi, aynı özelliklere sahip başka bir kadından haz etmemesi yüz yıllardan
beri gelen kaotik bir durummuş aslında. Bu ölümlü bir insan da olsa, aşkı ve
güzelliği insanlara vermesi gereken bir tanrıça da olsa kadına en büyük zararı
yine kadın veriyormuş tıpkı günümüzde olduğu gibi.
Annesinin buyruğuyla
Olympos Dağı’ndan yere inen Eros, kendine son derece özgüveni olan ve güzelliğini
kimseyle paylaşmayan Psykhe’yi çirkin bir adama aşık etmek için okunu tam
kalbine nişan aldı. Tam da bu sırada Psykhe’nin hayranlık uyandıran güzelliğine
aşık oldu.
Ne acıdır ki, erkeklerin yüz yıllar boyunca sorgusuz sualsiz
annelerinin isteklerini yerine getirmiş olduğunu görüyoruz. Peki Aphrodite,
oğlunun güzeller güzeli Psykhe’ye aşık olma ihtimalini hiç düşünmemiş miydi?
Düşünmemiş olacak ki
Eros, aşkı Psykhe’yi herkesten saklayarak ıssız bir ormanda bulunan sihirli bir
saraya götürdü. Burada aşklarını doyasıya yaşadılar. Sihirli sarayda Psykhe
için her şey vardı. Ancak Eros saraya sadece geceleri geliyor ve yüzünü sevdiği
kadına asla göstermiyordu. Bir gece Psykhe Eros’tan yüzünü göstermesini istedi.
Ancak Eros, “Aşkımızın sırrını kalbinde sakladığın müddetçe mesut olacaksın.
Beni görmeyi aklından geçirme. Benim kim olduğumu, kimin oğlu olduğumu öğrenme.
Bilmeden, tanımadan körü körüne sev beni. Senden gizlenenleri öğrenmeye
çalışarak kendini ızdırap ateşinde yakma, mutluluğu elinden kaçırma, bazı
şeyler vardır ki onları bilmek bilmemekten fenadır,” dedi. Onu seven Psykhe ise
Eros’un sözünü dinledi.
Her daim kadın mıdır
erkeğinin sözüne itaat etmesi gereken? Psykhe yerinde Eros olmuş olsaydı boyun
eğecek miydi onun sözlerine? En önemlisi sevebilecek miydi kadınını körü
körüne?
Ailesini özleyen
Psykhe bir gün kız kardeşlerini saraya davet etti. Sihirli sarayı gören
kardeşleri Psykhe’nin refahını, huzurunu kıskandılar. Onu kocasının çok çirkin
bir adam olduğuna inandırdılar. Eğer bu doğru değilse kocası Psykhe’ye yüzünü
neden göstermiyordu? Neden sadece geceleri geliyordu? Neden onu bu kadar ıssız
bir ormana saklamıştı? Ve kardeşleri Psykhe’nin aklını karıştırmayı
başarmışlardı.
En azılı
düşmanlarımızın yüz yıllardır aslında canımız dediklerimiz olduğunu
söyleyebiliriz değil mi? Zaman akıp geçiyor, teknoloji değişiyor, gelişiyor,
dünya üzerindeki türler değişime uğruyor, ancak insanlık sanki hep yerinde
sayıyor. İnsan ve insana dair ne varsa ilerlemekten çok uzak gibi. En
yakınımızın mutluluğundan huzursuz olup, o da yetmiyormuş gibi onun mutluluğunu
çalmak isteyerek yaşıyoruz. Peki bu gerçekten bizi mutlu ediyor mu? Başkasının
mutluluğunu, sahip olduklarını kıskanmamayı, aksine sevinçlerini paylaşmayı ve
kendimizde var olanla mutlu olabilmeyi öğrenebilecek miyiz? Yoksa bu hikâye
gibi nice hikâyeler de bundan yüz yıllar sonra anlatılmak üzere aynı şekilde mi
yazılacak? İnsanlık her daim egosuna yenik mi düşecek? Ve bu hâliyle övünmeye
devam mı edecek?
İçi içini yiyen ve
merak duygusu daha da artan Psykhe, bir gece Eros ile yatarken uyumadı ve
Eros’un uyumasını bekledi. Eros’un uyuduğundan emin olduktan sonra elinde bir
mumla kocasının yüzüne doğru eğildi. Kocaman kanatları ve elinde okuyla
dünyalar yakışıklısı Eros’u gören Psykhe kocasına tekrardan aşık oldu. Gördüğü
manzara onu o kadar çok büyülemişti ki elindeki mumu unuttu ve mumdan bir damla
Eros’un üstüne damladı. Büyük bir acıyla uyanan Eros kendine gelip olup biteni
anladıktan sonra sözünü dinlemeyen Psykhe’ye kızdı ve pencereden uçarak onu terk
etti.
Bir kadın için
gerçekten sevmek neydi? Erkeğinin dünyalar yakışıklısı olması yetiyor muydu
aşkının artması için? Erkeğinin sadece kendisine olan saf sevgisi yeterli değil
miydi acaba? Sevdiği adama güvenmek bu kadar zor muydu? Elindekinin kıymetini
anlaması için onu kaybetmesi mi gerekiyordu kadının?
Eros’un gidişiyle
Psykhe için yapılan sihirli sarayın sihri de bozuldu. Göz yaşları içerisinde
yapayalnız kalan Psykhe kendisini bir nehre attı ancak dalgalar onu bir kıyıya
vurdu. Kıyıda gözlerini açan Psykhe, dünyanın her yerinde aşkını aradı,
tanrılara yalvardı ancak tanrılar da ona cevap vermediler. Günden güne umudunu
yitiren Psykhe, son çare olarak Aphrodite’in yanına giderek ona yalvardı. Onu
gören Aphrodite Psykhe’ye saldırdı, acı ve hüznü ona arkadaş olarak hediye
etti. Tüm bunlar yetmezmiş gibi ona en ağır işleri vererek onu kendisine köle
yaptı.
Peki aşkın içinde her
zaman acı olmalı mı? Acı olmadan gerçekten sevdiğini anlayamıyor mu insan?
Aşkına ulaşabilmek için her türlü zorluğa boyun mu eğmeli?
Aphrodite, Psykhe’den
son olarak Hades’in eşi Persephone’den makyaj kutusunu almasını istedi. Ancak
bir kural vardı: O kutuyu asla açmamalıydı. Merakına bir kez daha yenik düşen
Psykhe kutuyu açtı ve bayıldı çünkü kutunun içinde sadece ölüm uykusu vardı.
Karşımızdakine
koşulsuz şartsız güvenmeyi seçmek kolay mı? Ya da yalansız dolansız her şeyi
açık konuşarak neden yaşayamıyoruz? Gerçekten de Eros’un Pskyhe’ye dediği gibi;
bazı şeyleri bilmek bilmemekten fena mıdır?
Sonunda iyileşen
Eros, annesi Aphrodite’in Psykhe’ye yaptıklarına dayanamadı ve kendisini bu
kadar çok seven kadını kurtarmak için Olympos Dağı’na çıkarak Zeus’un
ayaklarına kapandı. Psykhe’yi kendisine eş yapmasını diledi. Zeus, Eros’un
dileğini kabul etti ve Psykhe’yi Olympos’a getirtti. Aphrodite’in de olduğu bir
kutlama ile Eros ve Psykhe tekrar evlendi ve sonsuza kadar birbirlerine bağlı
kaldılar.
Eros’un Psykhe’ye
olan aşkından emin olması için sevdiği kadının annesi tarafından eziyetlere mi
uğraması gerekiyordu? Hatalarından ders almayan Psykhe’nin her seferinde
sabırsızlığı yüzünden kayıplar yaşaması normal mi?
Peki Aphrodite’in
oğlunun aşkına saygı duyup kabullenebilmesi için Psykhe’nin ölüm uykusuna mı
yatması gerekiyordu?
Tüm bu sorular anlık
yaşantımızda da hâlâ kafamızın içini kemiriyor değil mi? Yoksa her birimiz Eros
ve Psykhe miyiz? Bir o kadar da Aphrodite’inkilere benzer hırslarımız yok mu?
Belki de Eros
Pskyhe’yle sonsuza dek Olympos Dağı’nda kaldığı için artık oklarını biz
insanlara atmıyor ve bu yüzden gerçek aşkı yaşayamıyoruz, ne dersiniz? Ya da,
“Ben aşkımı buldum. İnsanlar zaten benim oklarımı hak etmiyorlardı,” demiş
olabilir mi? Yaşarken kendimizin bile anlam veremediğimiz eylemlerimize bahane
üretmek gibi oldu aslında.
Umarım bir gün hepimiz kendi ruhumuza iyi geleni bulur ve olabildiğince insani olarak var olmayı başarabiliriz. Arkadaşlarımızı, akrabalarımızı gerçekten sever, hayatımızdaki insana gerçekten aşık olabiliriz. Ve bunun için Eros’un oklarına ihtiyacımızın olmadığını anlayabiliriz. Ölüm uykumuzdan uyanabilmemiz dileğiyle.
---
Kaliteli içeriklerimizin devam edebilmesi için bize #askıdakultursanat ile bir bilet ısmarlar mısınız?
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Kalemine sağlık👏
YanıtlaSilO ruh birgün herkese gelse🙏
YanıtlaSilTebrikler 👏
YanıtlaSil