İran’daki İsyanın Anatomisi -2- / Sara Özkan'ın kaleminden
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İran’da, Mahsa Amani’nin ölümü ile başlayan protestolar, “diktatöre ölüm” sloganlarıyla ölümlerin yaşandığı, çok güçlü bir halk eylemine dönüşerek, on günü aşkın bir süredir devam ediyor. Ülke içerisindeki İranlı kadınların gerçekleştirdiği protestolar, birçok ülke tarafından da yakından takip ediliyor. Özellikle Batılı toplumlarda pek çok kadının saç kesme videoları, çeşitli yürüyüşleri ile destekleniyor. İran hükümeti ise protestolara internet kesme, ev baskınları şeklinde uygulamalarla karşılık veriyor.
İran’da yaşanılan olaylara ve İran’daki kadın hareketine ilişkin haberlerin çoğunun duyurulmaması. Gelen bu sınırlı haberlerin, muhalefetin oluşturduğu tek bir kanaldan besleniyor olması. Bu durum ayrıca haberlerin doğruluğuna ilişkin de şüpheler oluşturuyor ve Batılı feministlerin sınırlı ve güvenirliliği sorgulanan haber kaynaklarından yola çıkarak eylemlerde bulunmasıyla sonuçlanıyor.
Peki bu iki sebep dikkate alındığında feminist eylemlerin siyasi, dini ve toplumsal açıdan yönlendirildiği söylenebilir mi? Bu soruya yanıt aramadan önce günümüze kadar feminist ideolojinin geçirdiği evrelere bakılması gerekiyor.
Feminizmi, kadınların toplumsal yaşamdaki rolünü genişleterek, erkeklere tanınmış olan siyasal, ekonomik ve toplumsal haklara sahip olmalarını talep eden bir doktrin olarak tanımlayan Andre Michel[1], burada feminizmin ne amaçla ortaya çıktığını da belirtmekte[2]. Her ne kadar günümüzde hem toplumsal hem de politik bir harekete evrilmiş olsa da feminizm, aslında lokal düzlemde kendini gösteren oy hakkı talebi ile başlamış bir toplumsal hareket. Aydınlanma ve Akılcılık Çağı’nın etkisiyle oy kullanma, eğitim ve kamusal hizmetlere katılma gibi kadınların insan hakları talepleriyle gelişim göstermeye başlamış olan feminizmin, ayrıca döneminin ideolojisine göre de şekillendiğini belirtmek gerek. Lokal ve global düzlemdeki değişimler ile oluşan sosyal, siyasal ve toplumsal etkiler ve ideolojiler feminizmi dönüştürerek bugüne getirmekte [3]. Öyleki dönemin ideolojileri kapsamında liberal feminizm, sosyalist feminizm, Marxist feminizm, radikal feminizm, siyah feminizm, dijital feminizm gibi pek çok türe ayrılmakta [4].
Türkiye’de kadın cinayeti veya şiddetine ilişkin karşımıza çıkan her haberin ardından, özellikle sosyal medya üzerinde kendini feminist olarak tanımlayan kişiler, söz konusu haberlere ilişkin tepkilerini ortaya koyuyor. Ancak haberlerin etkisini yitirmesi ile kendi asıl kimliklerine döndüklerinde feminizmin tam tersi bir kimliğe sahip oldukları görülüyor. Bu açıdan sosyal medyanın içerisinde oluşturulan bir kimlik karmaşası da oluşmakla kişinin pek çok kimliğe büründüğü gözlemlenebiliyor. O halde paylaşımları sağlayan kişilerin gerçek kimliklerinden ve ideolojilerinden haberdar olmama durumundan söz etmek mümkün.
[1] Andre Michel (22 Eylül 1920 – 8 Şubat 2022), Fransız sosyolog ve feminist yazar.
[2] Michel, A. (1984), Feminizm, (Çev. Şirin Tekeli), İstanbul: Kadın Çevresi Yayınları.
[3] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/269956
[4] Donavan, J. (2021). Feminist Teori. İstanbul: İletişim Yayınları.; Dural, A. B. ve Eyidiker, U. (2020). ''Osmanlı'dan Erken Cumhuriyete Türkiye'de Feminizmin Tarihsel Kökenleri'', Siyasi, Sosyal ve Kültürel Yönleriyle Türkiye ve Rusya (Ed. Osman Köse) içinde, (131-147 ss.) Cilt:4, Ankara, Berikan Yayınevi.
[5] Sollee, K. (2015). 6 Things To Know About 4th Wave Feminism. 2022 https://www.bustle.com/articles/119524-6-things-to-know-about-4th-wave-feminism
---
Kaliteli içeriklerimizin devam edebilmesi için Patreon linki üzerinden bize bir kahve ısmarlamanız size hiçbir şey kaybettirmeyecekken bize çok şey kazandıracak.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder